cevaplar sorunun içinde saklı....
Her şey ünlü bir aktör olan Armaan Kapoor’un gizemli bir
şekilde arabasını denize uçurarak ölmesiyle başlar. Gecenin bir vakti, tek
başına giderken aniden arabanın direksiyonunu kıran Kapoor intihar mı etmiştir
yoksa cinayete mi kurban gitmiştir. Şehre yeni gelen müfettiş Surjan S.
Shekhawat diğer polislerin aksine olayı çözmekte kararlıdır. Fakat bir sorun
vardır ki o da mutlu bir evliliği varken talihsizlik eseri çocuğunu
kaybetmiştir ve vicdanıyla başı derttedir. Çocuğunun boğulmasında kendisini
sorumlu tutan müfettiş bir türlü uyuyamıyordur. Bu arada sahneye Freeny adında
bir komşu girecek ve oğlunun ruhuyla konuştuğunu söyleyecek olsa da müfettiş
eşi kadar inanmayacak ve ta ki filmin sonuna kadar bunun bir sahtekarlık
olduğunu düşünecektir.
Senaryo Amerikan filmlerindeki hızla akıp gitmez, polisler
çok yavaştır, teknolojik verilerle suç mahalli incelenip saatler içinde sonuca
ulaşılamaz, zaten film genelinde yoksulluk ve umursamazlık eleştirel bir dil
olarak karşımızda durur. Yoksulsan ve üstelik fahişeysen insan değilsindir haliyle
insan değilsen kaybolduğunda ya da başına bir şey geldiğinde insanlar neden
harekete geçsindir?
Soruşturma derinleştikçe müfettiş, Shashi adında bir kadın
pazarlayıcısına, kız arkadaşı Mallika ve onun yardımcısı topal Temur’a- tarihi
karakter olarak Timur’a bir gönderme sanırım- Hotel Lido’ya ve esrarengiz bir
biçimde sahneye dahil olan eskort Rosie’ye
ulaşır. Film boyunca müfettişe yardımcı
olan Rosie’nin gizemi ise sona kalır.
Filmin büyüsünü kaçırmamak adına daha fazla ayrıntıya
girmeden benim tavsiyem kamera açılarındaki hindistan’ı yakalamanız. Yoksulluk
ve sefalet çirkin olabilir ama doğru açı onu sanat eserine çevirebilir.
Varoşları, hayat kadınlarını, geri kalmışlığı, kalabalığı gösterirken irrite
etmiyor dahası yaşatıyor ve hissettiriyor da. Bu yüzden sanırım Aamir Khan’ın
bütün filmlerine gözü kapalı dalabilirsiniz.