Sherlock bir İngiliz olabilir ama bu sefer filmi Amerikanlar
çekse ve İngiliz Sherlock Amerika’ya yerleşip orada kaldığı yerden maceraya
devam etse nasıl olur diyorsanız, tavsiyemdir güzel olur.
Mekan ve tarz farklılığı sadece dikkat çekmiyor bu filmde, Watson’un kadın olmasından tutun da polise danışmanlık yapan Holmes’un daha az ukala tavırları ve evcil hali de filmin enteresan kısımları diyebilirim.
John Lee Miller ve Lucy Liu iyi bir ikili oluşturmuş ki
ikisi de filme ayrı bir tat katıyor. Yine her zamanki gibi Abi Holmes ve
Moriarty de filmin olmazsa olmazları…
Kısa bir özet geçersek de sevdiği kadını kaybeden Holmes
İngiltere’de girdiği bunalım sonucu madde bağımlılığından neredeyse ölmek
üzeredir ki şans eseri direkten döner. Sonra Amerika’ya yerleşme kararı alır.
Babasının tuttuğu bir yardımcıyla bir süre beraber yaşayıp uyuşturucudan uzak
kalmaya çalışır. Bu arada yardımcısıyla iyi bir ikili oluşturmuşlardır ve süre
sonunda ayrılmazlar ve işlenen ilginç vakaları beraber çözmeye koyulurlar.
Bölümler ilerledikçe sevdiği kadın ve düşmanı Moriarty
ile de ilginç bilgilere ulaşacaktır. Ters köşeye hazırsanız buyurun diziye!