Uzun bir aradan sonra kitaba polisiye ile başlamışken...
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFD6vTB1K602M92IMPG8xs2XDjsFm21aRwxMVnmYYq6D4EREkloVZrqU63EaA6ojYchrBJgbQCQqKCoB62X_uFUGZCW9lMzakSfd1svNRqPCGNwlQ4jkvWa1M6Sf4l7W6AoBu9QubhYg/s320/20160606_131955.jpg)
Klonlama uzmanı Dr Davis Moore klonlama karşıtları
tarafından öldürülmeye çalışılır ama yaralı olarak kurtulur. Bir süre sonra on
yedi yaşındaki kızı acımasızca öldürülür. Aylar geçmesine rağmen katil bir
türlü bulunamaz ta ki polis kızının eşyalarını ona gönderene kadar. Gönderilen
eşyalar içinde katile ait olduğu düşünülen DNA’lar da vardır ki Moore çaresizce
etik olmayan bir yola başvuracaktır. Hastalarına ait örneklerle olası katil DNA’sını
değiştirecek ve kızının katiline ulaşmaya çalışacaktır.
Arada akıcılık olarak tıkansa da uzun bir aradan sonra
okumaya başlamak oldukça keyifliydi. Özellikle tam finale bağladığını
düşündüğünüz bir anda yeni bilgilerle ters köşe olmanız kitabı okuduğunuza
değdiğini düşündürtmüyor değil.
Uzun uzun yazacak değilim ama klonlama tecrübesi açısından
gelecek yüzyıllarda benzer durumların nedense yaşanacağını düşünüyorum.