Su dahil hiçbir maddeyle ne karışıma ne de tepkimeye girmiş
saf bir trajedinin adı:
İncendies.
Filmin vurucu duygusal tarafını bir kenara bırakırsak,
olayların geçtiği zemini anlayabilmek için filmi izlemeden şöyle “Lübnan iç
savaşı” diye bir araştırma yaptıktan sonra filmi izlemeye başlarsanız inanın o
zaman neyin neden olduğu, idrakinize sığmayan ki sığmaması da gerekiyor
aslında, o zaman tam yerli yerine oturuyor.
Savaştan kaçmış bir annenin ölümünün ardından iki çocuğuna bıraktığı
bir vasiyet ve sonrasında o vasiyetin peşinde gezinen bir trajedi.
Bir anlık annenin vasiyetini abartılı düşünüyorsunuz aynen
çocukları gibi ta ki o son sizi kıskıvrak yakalayana kadar. Daha filmi
izlemeden okuduğum bir gazetedeki garip bir olayı hatırlamışken, filmin sonunun
da tam buna benzemesi sanırım garip bir tevafuk:filmi izledikten sonra okumanız tavsiye edilir :))
Uzun uzun ayrıntılı olarak her bir sahnesi anlatabilecek bir
film aslında incendies. Aynı zamanda sadece savaşın çirkin yüzüne ya da
matematiğe yaptığı vurgusuyla yalan dünyanın yalancılığına ya da çocuk
masumiyetine ya da cellat zalimliğine yer ayırarak anlatılabilecek bir film de değil.
Vurgusu ve vuruculuğu sahiciliğinde: bir ölümün başlangıç, bir sonun yalvarış
içermesi.
Bittiğindeyse size hoş olmayan bir nakaratı dimağınıza
sapladığınızı fark ediyorsunuz:
“ bir artı bir bir eder mi?”