the red violin



          17. yüzyılda İtalya’da bir keman ustası çocuğunun iyi bir müzisyen olması hayaliyle çocuğuna mükemmel bir keman yapmanın peşine düşer. Ama ne yazık ki işler istediği gibi gitmez ve yapılan kırmızı keman eşinin hizmetçinin kehanetlerini doğrularcasına yüzyıllar sürecek bir yolculuktan sonra 21. Yüzyılda bir müzayedede soluklanır. Kemanın ve sahibinin başına olmadık şeyler geldiği gibi yolculuğu ise hakikaten bir trajedidir.

         Asıl hikâye keman ustasının eşinin hizmetçisine ısrarla çocuğunun geleceğini anlatmasını istemesiyle başlar. Gizemli hizmetçi anneyle çocuğun aynı kana sahip olduğunu doğmadan bir şey diyemeyeceğini ama sahibi hakkında bir şeyler diyebileceğini söyledikten sonra sahibin kart destesi içinden beş kart çekmesiyle kum saatinin ibresi şu zamana kadar akarak gelir.


             Hizmetçinin söylediği kehanetler sahibi öldüğü zaman bitmesi gerekirken devam eder. Neden? O kısmı final sahnesiyle öğreniyoruz. Son kartla birlikte ise bu son hikaye oluyor, rüzgarlar duruyor ve yeniden doğuşla trajedi sona eriyor. Samuel Jackson’un kızının bu işle bir ilgisi olup olmadığı ise tamamen size kalmış. 

                                                                       İyi seyirler!