el cuerpo


                       Son zamanlarda izlediğim en sağlam polisiye, dram, intikam, gerilim ve gizem filmi diyebilirim. Ters köşeyse o zaten kesin…

frequently asked questions about time travel


                  Sıradan üç arkadaşın başından geçen sci-fi-comedy tarzında bir zaman yolculuğu filmi.
 

the fall


            Bazı filmler vardır, konusundan tutunda oyunculuğa ve efektlere kadar sizi doyurur, inanılmaz bir keyif alırsınız, oysa bunun gibi filmler basittir, ne öyle ahım şahım bir senaryo ne de inanılmaz bütçeler ve ne de öyle görsel efektler içerir, sadece size masumiyet vaat eder. Ufacık bir kız çocuğunun gözüyle yetişkinlere masalsı bir hayal dünyası açılır ve belirli bir aralıkta oturur masal izlersiniz.

kuşevi'nin efendisi - ibrahim yıldırım





                Kuşevinin Efendisi, bir tutunamayanlar romanı olmakla birlikte içerik olarak ne yazık ki oldukça uzağında kalmış bir tür olarak karşımızda duruyor. Başlangıç, okurda bir beklenti oluşturma açısından iyi başlarken, devamı o kadar iyi kotarılamadığından kitabı bitirene kadar sizi yiyip bitirdiği gibi dimağınızda da bir şey bırakmıyor. Keşke bu kadar güzel bir başlangıcın, bu kadar kötü bir devamı olmasaymış.

ağlama vakti...

 

    bebeklerin ağlamasından ziyade nedense seslere takıldım ben,
    iki seste oldukça dokunaklı geldi, 

11:14

                              Kimse tam anlamıyla masum değildir, en masumunuz bile, diyen film!

biraz dimağı zorlama vakti


de ki 
rAbbİm:
kabimi vayhine aç,
vayhini kalbime aç,
bugüne kadar ihmal ettiklerimi düzeltme imkanı bana ver

a bittersweet life

                                                      Bir Kore leyla-mecnun hikayesi :


sene 2041 ve iphone

Nokia'nın son durumunu ve İphone'nun bu aralar yeni bir şey geliştiremediğini düşünürsek büyük ihtimal bu video sadece "hayali bile güzel" diye bir kenarda yerini alan o videolardan biri olarak bir kenarda duracak.

tarihte bugün

     
            Test sınavlarına defalarca girmesine rağmen ilk defa bugün Optik OKUYUCU adlı genç,



talaash

                                                       cevaplar sorunun içinde saklı....

samson




the city of lost children



 Kayıp Çocuklar Kenti(1993); (Şarküteri(1991), Yaratık(1997), Amelie(2001), Kayıp nişanlı(2004) ve son olarak Micmacs(2009) filmlerinin de yönetmeni olan) Jean Pierre Jeunet'in şahane filmlerinden bir başkası olarak karşımıza çıkar.

if I die young

                            Şayet olur da gözlerimi erken kapatırsam... diye de çevirilebiliriz sanırım.



           

mısır kaşifi - arthur phillips



 Roman, 1. dünya savaşı sırasında Mısır'da kral atum-hadu meazarını bulmaya çalışan bir arkeoloğun başından geçenleri mektup ve günlükler aracılığıyla bize anlatmaya çalışıyor. Eygptolog Ralp Trilipush'un Mısır'ın gizemli krallarından atum-hadu'ya ait olduğunu düşündüğü yazmalardan yola çıkarak bulmaya çalıştığı mezar ve bu esnada başından geçenler, gizemli bir hayat hikayesinin peşindeki dedektifle iyice birbirine giriyor.


Kitap bittiğinde mezarı, kralı, sevgilileri, dedektifi ve ölüleri artık dert etmiyor, gizemi çözüyorsunuz.

tarihte bugün

                                           Tarihte bugün ilk defa 500T seferlere başladı.



kandidaten

   
            Muazzam bir senaryosu olan alıp sizi götüren bir film olmamakla birlikte izlenmeye değer, aksiyonun ve gizemin peşinde nasıl başlayıp nasıl bittiğini anlamadığınız bir Danimarka filmi olarak duruyor karşınızda.



çatı katı


                     2008 yapımı son saniyeye kadar gerilimin ve gizemin deli dolu devam ettiği Belçika yapımı film eksiklerine rağmen izlenmeye değer duruyor diyebiliriz(+18 ibaresiyle)


buğu - nihan kaya

                           
                              Romanın geçtiği yerde bir kaç hafta önce bulunmuş ve aynı şekilde hastalarla diyaloğa girmiş biri olarak anekdotlar gülümsetti. Şayet yolunuz oraya yakın bir yerden geçmişse bahçede dolaşan abilerin birdenbire yanınızda bitmesine aşinasınızdır sanırım. Romanın geçtiği yere gelirsek,


riya



huysuz beyin sendromu


     
                            Bu gün yıllardır kendisinden muzdarip olduğum hastalığımı,
                                     yani huysuzluğumu daha doğrusu onun huysuzluğunu,
                                                          huysuz beyin sendromunu anlatacağım.



topak hamur


       Biraz sonra vereceğim tarifin lezzeti tanımlanabilir gibi değil. Bu yüzden şimdiden uyarmış olayım ki şayet bu yemeği yapmaya çalışırsanız parmaklarınıza oldukça dikkat edin, şakaya gelmez!

Malzemeler:
(4 kişilik)
4 su bardağı un
su
tuz
1 büyük kase yoğurt
2 diş sarımsak
1/4 margarin



yedinci gün - ihsan oktay anar



                               Sultan Abdülhamid zamanıyla başlayan hikaye ilk dönem cumhuriyetin sonuyla -zaman ve mekan gezinimi- bitiyor. Genel olarak dönem eleştirisini bolca gördüğümüz kitap beklentinin ötesinde büyük bir hayal kırıklığı da barındırıyor. Anar hayranlarının kitabı okuduklarında ne demek istediğimi çok iyi anlayacaklarını düşünüyorum.


                                Beş yıl aradan sonra çıkan kitap bir çok kişi benim de büyük ümitlerle hemen kitabı almamla neticelense de çeşitli sebeplerle şu ana kadar kitaplığımda okunmadan aylarca bekledi. Kısmet bugüneymiş ama dediğim gibi belki de her şeyde bir hayır olduğu gibi bunda da bir hayır varmış diyelim, kitaba geçelim.

death note


                              yasal uyarı: şayet ilk defa anime izliyor ya da bundan sonra anime tarzında filmler izleyecekseniz, ilk bu filmle başlamayın. Şayet ilk bu filmle başlarsanız bundan sonraki animeler o kadar basit gelir ki bir daha doğru dürüst anime izleyemezsiniz! (alıntı)


grey room


                                      uzun bir yola çıkmış bir gezginin kafasını dayadığı otobüs camına dokunan yağmur tanelerinin ve yola kesik atan beyaz çizgilerin eşliğinde walkmaninden geceye yayılan bir ezgi diyeyim ben,
                                      siz dinleyin başka bir şey deyin.






sisle gelen yolcu -jean christophe grange



                     Okumaya uzun bir süre ara verdikten sonra dönüş yine Jean Christophe Grange'la oldu.


                     En son Ölü Ruhlar Ormanı romanından sonra oldukça hacimli bir kitapla geri döndü Grange. Şunu belirtmem gerekir ki bir çok insanın aksine ufak tefek aksaklıklar olmakla birlikte yine de bir JCG kalasiği diyebilirim. Ne eksik ne fazla... Roman "matruşka" üzerinden şekillenmeye başladığında önce anlamasanız da sonra olaya yavaş yavaş vakıf olursunuz.

günün ayeti

Allah, ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda (bir tür ölüme sokar). Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanı(n ruhunu) tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır.  
(Zümer suresi / 42)

o kedi buraya gelecek




                                          Trajikomik bize özgü bir kedi-fare hikayesi:



üryanizade camii

                    Çok kimsenin bilmediği, Üsküdar sahilinde muhteşem bir manzaraya karşı kurulu, köşkvari ahşap bir camii....



dünyanın en sessiz odası

   
                            Sesin çıldırtan bir hal aldığında insanın ilk tepkisi sessizliğe kaçmak olur.
                                                      Sahiden sessizlik bir çare midir?


yanlış anlama hakkı!



            Bu duruma düşmekten hep korkmuşumdur. Satır araları, kenarları, dip ve köşelerini iyi okuyan biri olarak hiç bir zaman emin olmadıkça çıkarımda bulunamamışımdır. Sanırım sebebi buymuş:


bir kahve bahanesi

                                      Sultanahmet'i ve denizi tepeden görmek isteyenler için;


tarihte bugün

   Günümüzün aksine tarihte kırılan ilk fışkiye(?) oldukça manidardır:




yes man






 JİM Carrey'in bütün filmlerini gözü kapalı tavsiye edebilirim sanırım. En vasat filmini bile izlerken harcadığınız vakte üzülmezsiniz...

mad soul child


                                         Sağlam bir filmin sağlam bir son vuruşu...
                                         -vakit olduğunda heybeden çıkacaktır-