an inspector calls/ yüzleşme


2015 İngiliz yapımı bu filmini görünce direkt atladım ama meğersem ben bu filmi yıllar önce zaten izlemişim. nasıl mı?



silence


sesler boşluğa düştü, 
kırılınca bir kalp tamiri mümkün mü?



mutant planet

   
Evrim diye başlayıp evrim diye bitirse de anlatıcı, güzel belgesel, izleyin, izlettirin!


be te nabe


 dünyanın bütün müziklerini bulabilirsiniz iddiasıyla bütün müzik marketlerinde yer almasak da...
iddialıyız
...

zontanos-de thelo na m'agapiseis-mi fygeis



hangisini beğenirseniz artık!
üçünü de hastayım ben, ama sürekli dinleme koşuluyla
yoksa keyif alamazsınız
antonis remos'un bir çok şarkısını dinledim ama bu üçü farklı benim için

me and earl and the dying girl


                                                       henüz ölmemişken kızı izleyin!

mankind the story of all of us


                                              Geçmişten günümüze insanoğlunun kısa bir özeti

nayino


                      

  sevdiğim ya da sevdiceğim demek diyelim bilinmeyen kelime için!









samsara

yaşam döngüsü anlamına gelen ismiyle ve görsel betimlemeleriyle ve olmayan sesiyle sessiz bir dünya turuna çıkmanın adı: 

samsara

an...

Hakkında çok yorum göremediğim ve şaşırdığım, başlarda biraz sıkılsam da sonlara doğru açılmaya başlayan tarzı itibariyle “sliding doors” filmini anımsatan oldukça gerçekçi bir film: An…(what if)

hidden kingdoms


Bu seferki belgesel tarzıyla oldukça sıradışı..

kein system ist sicher


Nasıl gözden kaçırmış ve bugüne kadar izlememişim hayret diyorum: 
who am I

hoşgeldin


            şayet bir önceki şarkı kesmez diyorsanız, bir ikinciyi bırakıyorum saatli bir bomba gibi:

ay ışığı

arada uğramışken benden bir ses yankılansın dedim boşlukta: 

africa : eye to eye with the unknown


  Bir belgesel dizisiyle daha karşınızdayım. Yer malum üzere: 
Afrika

apocalypse: the second world war


İkinci dünya savaşı hakkında bulup bulabileceğiniz, tarafsızlık noktasında soru işaretlerinin tabi ki olduğu muhteşem bir belgesel: apocalypse: the second world war

ruby sparks


Şahsına münhasır özgün senaryonun tavan yaptığı oyunculukların iyi kotarıldığı ama birazcık yavaş temposuyla kendisini ağırdan satan duygulara ters açıdan yaklaşmış fantastik bir "aşk ve yalnızlığın tanımlanma" hikayesi..

brake

Buried’i izlemiş efendiler için hiç de yabancı olmayacak ama o filmin aksine daha atraksiyonlu, bol koşuşturmalı, araya serpiştirilmiş oyunlar ve hilelerle sonuna kadar izleten, tahminleri boşa çıkartmayan diye düşünülürken, ters köşe voleyi çakan bir film: brake

planet earth


BBC tarafından 2006 tarihi itibariyle yayınlanmaya başlayan bir doğa belgesel dizisidir: 
Planet Earth

kaç para kaç


1998 yapımı yönetmenliğini Reha Erdem’in ve baş rollerinde Taner Birsel’in döktürdüğü ve günümüz siyasi konjoktürünü muhteşem bir şekilde de özetleyen bir film: kaç para kaç

dermani dilan






askerlikten bana kalmış anılardan bir tanesi daha
destek bölüğünün o enteresan odasındaki -şimdi güzel hatırlanan, o zamanlarda derin depresyonla geçen günlerden, nasıl olduğunu hiç anlatmayayım -bir ilahi ile seyir defterine not düşüyorum.










düş vakitleri-tarık tufan



"bizim mahalle"nin üzerinde
kirli bulutlar geçmezken
herkes en saf haliyle
para ve güçle imtihan edilmemişken
temiz abiler
temiz geceleri
sesleriyle ve şiirleriyle temizlerken
daha büyümemişken
yorganın altında kulaklıkla dinlerken
ve
dünyanın kiri pasıyla kirlenmemişken
gecenin bir yarısına kadar dinlenen radyo frekansında
uykusuz gözbebeklerini miras bırakarak bir sonraki güne
geçmişten bir anı sadece şimdi hafızalarda
özlenen ve geri gelmeyen
gelmeyecek olmanın acısını yaşayarak
yaşlanacak bir neslin çocuğuz
ne avunan ne de avutulan!

sin-sa-gae

Kore semalarındaki uçuşumuza 2013 yapımı muhteşem bir köstebek-suç-mafya filmiyle devam ediyoruz: 
the new world

kkeut-kka-ji-gan-da

2014 yapımı bir Kore polisiye-gerilim-aksiyon filmi: 
a hard day

sosyal yapı ve siyasi yansımaları





malum seçim bitti ama süreç yine aynı şekilde devam ediyor.
tam bir şeyler değişti diyorduk ki meğersem öyle bir şey yokmuş.

ne kral çıplakmış
ne de
tacı giydiren kralmış

oyuncular değişse de

kütük yine kütük
timsah yine acımasız

öküz yine öküzmüş!

slow down


 gece gece yürüyorsanız,
kulağınızda tanıdık bir ses arıyorsanız
durmadan aynı şeyi sayıklıyorsanız
nerede
nerede
nerede
.....

breaking bad

Modern zamanlarda geçen bir Dostoyevski romanı:
breaking bad

delikanlı


 belki dedim hala dinlememişsinizdir
ve
 kim bilir 
nerede 
ne haldesinizdir

 zamanın ruhunu yakalayamadığımın farkındayım
 bu da öyle olsun
 olmaz mı!?

utopia


Yine bir ingiliz dizisi: 
Karamsar ve oldukça sahici bir atmosfer, tablo gibi çekimlerle psikopat bir kovalamacanın içinde gizemli bir savaş arenası: 
(ütopia)

revolution

İzlediğim en kötü dizilerden birisi olması bir yana izleyip yarım bırakmamanın sevinciyle beraber, çok çok iyi olabilecekken maalesef senarist başta olmak üzere yönetmenin batırdığı tavsiye edip etmemekte kararsız kaldığım bir dizi

bron/broen

The Killing’den sonra izlediğim en süper dizi 
hatta 
ondan bir adım daha önde de diyebilirim.

bu havalar öldürecek beni


                içimdeki ruh halini anlatmaktan oldukça uzak olsa da paylaşıyorum
sevgili ve değerli siz blog takipçilerim
modern bir hissizlik cinneti içinde yuvarlanıyorken
uyanmak için zorlasam da kendimi uyanamıyorum
uyan
uyan
uyan
uyan
uyan-
a
mıyorum
...

the road


                     Baştan sona kadar grinin hakim olduğu, post apokaliptik,  soğuğun iliklerinize kadar işlediği, yanık dökük ve paslanmış bir dünyada bir baba bir oğulun yaşama mücadelesi: the road

district b13

      Olağanüstü bir film değil belki ama aksiyonuyla sıkmayan ve kendisini izlettiren güzel bir film B13.

bütün ergen kalplere...


bir on sene önce sabah akşam dinleyebileceğim bir şarkıyken
şimdilerde ise denk geldikçe dinliyorum
öyle ki vaktim olsa -derken kafa stabil olması lazım
 üzerine bir hikaye bile yazılabilirdi...

hodejegerne

Morten Tyldum’un yazıp yönettiği 2011 Norveç yapımı suç, aksiyon ve bir gerilim filmi: Hodejegerne

çarpıp dağıtan bir şarkı değil sadece


günlerden salı
uzun bir aradan sonra tekrar merhabalar 
sevgili yokuyucularım
kısa bir şarkıyla aranıza girip 
tekrar kayboluyorum
umarım beğenirsiniz

la isla minima


                                             ...unutmadan ve üşenmeden anlatayım dedim....

flashforward


O bitmesini istemediğim filmlerden birisiyle daha karşınızdayım: 
FlashForward

the purge

                          Ütopik, anarşik, gerilim ve korku öğelerini barındıran bir 2022 filmi : The Purge

insomnia


       Christopher Nolan'ın yönetmenliğini yaptığı -bence filmleri içinde en zayıf halkadır- ABD yapımı bir psikolojik gerilim filmi: insomnia.


           Başrollerinde, Al Pacino, Robin Williams ve Hilary Swank rol almıştır. 24 Mayıs 2002 tarihinde yayımlanan film, aynı adı taşıyan 1997 yapımı Norveç filminin yeniden çevrimidir.

once upon a time

               
                        Bir varmış bir yokmuş, modern zamanlarda bir çok masal kahramanı Storybrooke’de kendilerinden bihaber mutlu mesut yaşarlar...mış...

sin palabras


gün akşama dönmeden
henüz yola çıkmadan
buz ayaza kesmeden

black mirror


Şu ana kadar izlediğim en iyi dizi diyebilirim: 
black mirror

luther

Amerikan muadillerine göre daha sahici, daha ayağı yere basan ve daha depresif suç, polisiye ve drama karışımı bir dizi: 
luther

awake


                                İzlemediyseniz kesinlikle izlenmesi gereken bir polisiye daha: Awake