kaç para kaç


1998 yapımı yönetmenliğini Reha Erdem’in ve baş rollerinde Taner Birsel’in döktürdüğü ve günümüz siyasi konjoktürünü muhteşem bir şekilde de özetleyen bir film: kaç para kaç


Filmdeki bir çok ayrıntı bir kenara bırakarak şöyle özetlemek gerekirse: masum değiliz hiçbirimiz!
Selim kendi halinde iyi bir aile babası, arkadaş ve esnaftır. Dürüstlüğüne ve namusluluğuna kimse laf da diyemez. Ta ki bindiği bir takside bir valiz dolusu para bulana kadar. İşte o andan itibaren imtihanı başlar. Kolay değildir imtihanı ki kurduğunuz empatiyle de bunu görürsünüz. Ha bunun gibi olaylar olup da tam tersi yapan insanların çokluğuna diyeceğimiz bir şey yok tabi ki. Ama dediğimiz gibi insan sınanmamış günahlardan dolayı başkalarını çok kolay yargılayabilirken, iş o günahla sınanırken ne duruma düştüğümüz.


Şimdilerde izlediğim bir film değil ama bir röportaj fotoğrafının arkasında duvara asılı bir afiş dikkatimi çekti ki anımsayınca bu filmi izlemeyenler varsa kaçırmasın diye tarihe not düşmek istedim. 


Final sahnesinde Selim'in nasıl dağıldığını en net görürsünüz. 
(Yusuf'un gömleği bu sefer ön tarafından yırtılmıştır tüm masumluğu gibi!)