Bazı filmler vardır, konusundan tutunda oyunculuğa ve
efektlere kadar sizi doyurur, inanılmaz bir keyif alırsınız, oysa bunun gibi
filmler basittir, ne öyle ahım şahım bir senaryo ne de inanılmaz bütçeler ve ne
de öyle görsel efektler içerir, sadece size masumiyet vaat eder. Ufacık bir kız
çocuğunun gözüyle yetişkinlere masalsı bir hayal dünyası açılır ve belirli bir
aralıkta oturur masal izlersiniz.
yaşanacak çok şey vardı oysa biz imalarla geçtik
kuşevi'nin efendisi - ibrahim yıldırım
Kuşevinin Efendisi, bir tutunamayanlar romanı olmakla birlikte içerik olarak ne yazık ki oldukça uzağında kalmış bir tür olarak karşımızda duruyor. Başlangıç, okurda bir beklenti oluşturma açısından iyi başlarken, devamı o kadar iyi kotarılamadığından kitabı bitirene kadar sizi yiyip bitirdiği gibi dimağınızda da bir şey bırakmıyor. Keşke bu kadar güzel bir başlangıcın, bu kadar kötü bir devamı olmasaymış.
ağlama vakti...
bebeklerin ağlamasından ziyade nedense seslere takıldım ben,
iki seste oldukça dokunaklı geldi,
biraz dimağı zorlama vakti
de ki
rAbbİm:
kabimi vayhine aç,
vayhini kalbime aç,
bugüne kadar ihmal ettiklerimi düzeltme imkanı bana ver
sene 2041 ve iphone
Nokia'nın son durumunu ve İphone'nun bu aralar yeni bir şey geliştiremediğini düşünürsek büyük ihtimal bu video sadece "hayali bile güzel" diye bir kenarda yerini alan o videolardan biri olarak bir kenarda duracak.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)