breaking bad

Modern zamanlarda geçen bir Dostoyevski romanı:
breaking bad



Konu, çekimler, montaj, oyunculuk, görsel, müzikler dehşetengiz!


Walt ve Jesse filmi alıp götürse de diğer karakterler de başlı başına bir olay.


Walter’ın yaşamı, ki Raskolnikov gibi daha farklı bir hayata tanıklık edebilirdi aslında diyorsunuz filmi izlerken, ama gönül kırıklığı sebebiyle kurduğu şirkete sırtını dönmesi belki de sonun başlangıcını tetikliyor. Öyle ki son bölümde eski ortaklarının muhteşem ve saadet dolu evine gittiğinde o kırılmayı ve çatallaşmayı daha net görebiliyorsunuz.


Suça bulaşmadan kendi halinde bir Kimya öğretmeni olabilirdi Walt ama öyle olmadı ve öyle ölemedi de. Ne kadar kaçmaya çalışsa da kendi çizdiği kaderde rolünün hakkını vermek zorundaydı.



Durgun bir akıcılığı ve doğallığı var filmin, gazap üzümlerini okur gibi iliklerinize kadar yaşıyorsunuz diziyi ve yine aynı şekilde o kurak ve sıcak şehirde durgunluk sizi sıkıyor.


Walter, Skyler, Jn. Walter, Hank, Maria, Mike, Fring, Avukat, Pinkman…