en zor olanı : var olabilmek



ne kadar kendime yaklaşırsam o kadar yanıyorum, ne kadar da kendimden uzaklaşırsam o kadar soğuyorum. yani yaşayabilmem için uygun mesafeyi acilen ayarlamam lazım. 
ne mi anlatmaya çalışıyorum?


hayatımın bu yaşıma kadar ki süresinde fark ettiğim bir şey de şuydu: 

ne zaman boşa düşsem içimden çıkamıyorum. öyle bir kara delikle çekiyor ki içine o tılsıma yakalanmamak elde değil. çektikçe kıvrılıyor ve ruhum bir mengeneye tutuşturulmuşçasına da sıkışıyor. nefes almakta zorlanıyorum ama şunu da biliyorum ki evet o anlarda gerçekten yaşıyorum. düşünüyorum o halde varım ifadesi benim için acı çekiyorsam o halde varım mottosuna dönüşüyor. ama işin kötü yanı dedim ya o acı var olduğumu hissettirmekle birlikte varlığıma düşmanmış gibi yaşama duyguma izin vermiyor. dayanılmaz bir acıyla günlerce kıvranıyor ruhum sanki dişi çekilmişçesine. varlığım tescili aynı zamanda varsızlığıma götürüyor beni.

diğer yandansa;

ne zaman nefes arası vermeyecek kadar bir çalışma temposuna girsem, git gide insanlıktan çıkıyorum. muntazam bir saat çarkı gibi rijit ve hissiz eklemlerimin kontrolünde ruhum nemini kaybetmiş gibi kuruyor. kurudukça acılarım anlamını yitiriyor, var olmama düşüncesi tamamen lügatımdan silinirken, varlığım da dünya ekranından aynı nispette silikleşmeye başlıyor. beynimin kontrolünü ele geçiren hareket, ruhumu merkezkaç kuvvetiyle çevreye iterken aynı zamanda varlığıma engel olan aşırı hissileşme melekelerini de bir kenara fırlatarak tamamen merkeze boş bir sarkaç bırakıyor -ya da saatli bir bomba! 

şimdi değerli ve pek muhterem insanoğulları

benim cevapsız asıl sorum şu: (kısa kes de konuya gel dediğinizi varsayarak)

hayatı ayrıntılarında kendine zehir eden ve yaşamadığı halde yaşayabilme duygusundan korkarak daha yaşamadan yaşayacağı olaylar için kombinasyonlar kurarak cevaplar hazırlayan ve hayata kendi çapında defans kurmaya çalışan kendimin bu hali ne olacak dersiniz?

                                                  bu bir paradoks dediğinizi duyar gibiyim:

gerçekten mucizevi bir reçete 
ya da 
ne bileyim
bir cevap 
yok mu 
şimdi?