pan's labyrinth

                     Oldu mu şimdi ophelia? Bize masalını inandırmışken aniden çekip gitmek oldu mu? Mutlu son yakışmazdı sana, ama mutsuz da bitmemeliydi.




                     İki tane film var aslında: biri içindeki çocuk hiç büyümeyen yetişkinlere güzel bir masal, diğeri de yetişkin çocuklara savaşın acımasızlığını anlatan başka bir masal.

                     İlk defa bir savaş filmini izlerken sıkılmadım. İspanya iç savaşının belki de onlarca versiyonu sinemaya uyarlansa da bu tarz öyle bir insanı sarıyor ki bir savaş filmini oturup 2 saat boyunca hiç sıkılmadan izleyebiliyorsunuz. Yönetmen hayalindeki amaca ulaşmış sanki. O kadar yalın ve basit anlatmış ki derdini film bittiğinde kızgınlığınız ya da hüznünüz farklı hikayelerle birleşip devasa bir boyut alıyor.

                     Ophelia, babası öldükten sonra annesi bir subayla evlenen küçük bir kızdır. Kitap okumayı o kadar çok sever, o kadar çok sever ki artık düş ile gerçeği ayırt etmekte zorlanmaya başlar ki işte o noktada bir periyle karşılaşır. Periyi takip ederek karşılaştığı Pan ise onun bir prenses olduğunu ve ülkesine dönebilmesi için bazı sınavları geçmesi gerektiğini söyler. Ophelia, bir yandan savaşın ortasında, bir yandan hamile annesinin yanıbaşında, bir yandan masalsı diyarlarda, bir yandan da gerçek dünyada var olmaya çalışır. Ama her zaman ki gibi savaş acımasız yüzünü gösterir.