bu yaşadıklarımız aslında bir trajedi bayım!


Türklere özgü davranış kalıplarından bir tanesi de yaşadığımız onca trajediye rağmen hiç üstünde durmadan, yorumlamadan, yargılamadan, yadırgamadan hayatımıza normal bir şekilde devam etmek. Bunları başka bir toplum yaşasaydı ki örnekleri mevcut kafayı yerdi ama biz öyle sağlıklıyız ki(!) bize hiç bir şey olmuyor. Bir Vietnam sendromundan muzdarip amerikalılara bakıyorum bir de doğuda onca çatışmada onlarca arkadaşını kaybetmiş bizimkilere. Neden bizde Doğu Sendromu yok: işte tam da bu yüzden.

Biz trajedileri seven, hor görmeyen, abartmayan, algılamayan bir ırktan geliyoruz. Japonlara atom bombası atıldı torunları hala aynı kinle bir gün alacakları intikamı düşünürken, biz kurtuluş savaşı öncesi neredeyse işgal etmeyen ülke kalmamasına rağmen şimdi onların hepsiyle dostluk kurmayla uğraşıyor, olamadıklarımız için içten içe yeriliyoruz. Bizim bize yaptığımızı kimse bize yapmamıştır sanırım. Uzun lafın kısası aslında bütün bunları şu haber için yazıyorum. Unutulmuş, bir kenara fırlatılmış, bir çok gazetede üstünde durulmaya değinilmemiş ya da birileri kızar endişesiyle göz ardı edilmiş bir haberi yazmak istiyorum. Bizden birinin haberi, yarın onun yerinde olabileceğimiz birinin haberi, nasıl olurun haberi, nasıl, nasıl, nasıl, nasıl....

   
üzülmek istiyorsanız okuyabileceğiniz bir haber