the killing

          Dünyanın gelmiş geçmiş en gerçekçi suç-polisiye-draması desem fazla mı abartmış olurum.



                       Biri çaylak, madde bağımlısı erkek dedektif, diğeri taşınmakta olan geçmişi sorunlu kötü bir anne profili çizen kadın dedektif… Yolları gizemli bir şekilde ortadan kaybolan genç bir kızın soruşturmasında birleşecek ve zoraki olarak da devam edecektir. İlk olay 2 sezon süren, gerçekte bir ay süren bir soruşturmayken iki yıla yayılmış bir şekilde olayın çözülüşünü bitiriyorsunuz. Bir sonraki olay tek sezonda çözülüyor. Ve şu an çekimleri devam ettiği söylenmekle birlikte ki inşallah öyledir dört gözle bekliyoruz.

                       Alışıldık polisiyeler gibi olay seyretmez, kahramanları da öyle değildir. Özellikle filmin yağmurlu havası ve kadın dedektifin oyunculuğu sizi hemen filmin havasına sokar. Öyle ki filmin bütün karanlık yanı içinize bir karabasan gibi çöker. Aynı zamanda öyle bir bağımlı hale gelirsiniz ki her gün birkaç bölüm izlememek için kendinizle mücadele edersiniz. Çünkü izlemek kadar bitecek olmasına kalbiniz dayanmaz. Tıpta bir karşılığı var mıdır bilmiyorum ama gerçek hayatta bir karşılığı var: yüksek çözünürlük seviyesinde müptela olmanız kaçınılmazdır.