trainspotting

                   Filmi uzun uzadıya anlatmak yerine –zaten kült bir film, iyi dememe gerek yoktur sanırım- bitirdikten sonra aklımda kalanları sıralayınca şöyle bir şey ortaya çıktı:

                                


-Bir İrvine Welsh romanı, bir Danny böyle filmi-
-Vurucu sahnelere döşenmiş vurucu ‘soundtrack’ ler
-Kusma hissi, tiksinme, can çekme, beğenme, nefret
-İggy pop, eroin, arkadaşlık, ihanet…
-Film üzerinden İskoç halkına giydirme
-Renton’un klozetin içinden denize ulaşması
-Bira bardağının havada uçtuğu sahne
-Renton’un eroini aldıktan sonra kırmızı halı içinde yere gömülmesi ve bir süre dünyayı öyle seyretmesi
-Renton’un tren desenli duvar kâğıtları
-Oyuncuların dar ve kısa pantolonları
-Sonuç: uyuşturucu kötü bir şey mi? Çözemedim!